DÜŞ AĞI / VISION PLEXUS

Düş Ağı sergisinde belirginleşen uzun boyunlu siyah kadın figürleri, içsel bir keşif yolculuğunu ve ruhsal rehberliği derinlemesine anlatıyor. Bu esrarengiz kadınlar; sanatçının gerçek benliğini temsil ederken, diğer uzun boyunlu figürler ise yüksek benliği ve ruhsal rehberleri sembolize ediyor. 

Siyah kadınların dikkatlice izlediği diğer figürler, metafizik bir düzlemde bir diyaloğun kapısını aralıyor.  Benzersiz ve çarpıcı bir sembolizmle donatılmış bu figürler, izleyiciyi sanatçının benliğinin derinlerine çekiyor.

El enstelasyonu, serginin merkezinde yer alan ana eser olarak yer alıyor. Farklı evrenlerin uzak köşelerini birbirlerine bağlayarak iki taraftaki bilgiyi ortaya çıkarıyor. Sanatçının oluşturduğu bu eser, iki farklı boyutun açılan ortak kapısı. Üzerine attığı ağ ile iki farklı boylamı tek bir düzleme hapsediyor.

​

///

The long-necked black female figures that come to prominence in the Vision Plexus exhibition narrate a profound journey of self-discovery and spiritual guidance. These enigmatic women represent the artist's true self, while other long-necked figures symbolize the higher self and spiritual guides.

The figures carefully observed by the black women open the door to a dialogue on a metaphysical plane. Endowed with unique and striking symbolism, these figures draw the viewer into the depths of the artist's psyche.

The hand installation takes center stage as the main piece of the exhibition. By connecting distant corners of different universes, it reveals knowledge on both sides. This work created by the artist serves as the shared gateway between two different dimensions, encapsulating two different planes into a single realm with the web it casts.